Aykaç leıdholm P. (Yürütücü), Yoncacı arslan P.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde, tarihi anıtlar, müzeler ve arkeoloji, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ulus devlete geçişte kültür politikalarının oluşumu ve yaygınlaştırılmasında önemli bir rol oynamıştır. Erken Cumhuriyet döneminde oluşturulan kültür politikaları, yeni başkent Ankara’dan ülkenin diğer bölgelerine, müzeye dönüştürülen tarihi anıtlar ve bu müzelerde yeni arkeolojik kazılar sonrası ortaya çıkan eserlerin sergilenmesiyle yaygınlaşmıştır. Bu yaygınlaşma; dönemin dış politikasından etkilenen kültür politikaları, devlet kurumları, yeni kurulan üniversiteler, Türk Tarih Kurumu, Halkevleri ve yerel STK’lardaki bürokratlar, bilim insanları ve gönüllüler gibi ulusal ve yerel aktörlerle; Türkiye’deki yabancı araştırma merkezleri, yabancı üniversiteler ve uzmanlar gibi uluslararası aktörlerin tarihi anıtlar, arkeolojik alanlar ve kazılarda çıkan buluntularla kurdukları ilişkilerin sonucundaki müzakerelerle gerçekleşmiştir. Bu yaygınlaşmanın sonucunda ise, Türkiye genelinde ve başkent Ankara çevresinde yapılan arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan arkeolojik eserler, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal müzesi olarak kabul edilebilecek Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmeye başlanmıştır. Böylelikle, erken Cumhuriyet döneminde kültürel miras, müzecilik ve arkeoloji pratiklerini birleştiren bütüncül strateji, kültür politikalarının ülke geneline yerel, ulusal ve küresel aktörlerin tarihi yerler ve nesnelerle kurduğu çok boyutlu, değişken ve karmaşık ilişkiler ağı aracılığıyla yayılmış ve bu süreç Ankara ve ülke genelindeki arkeolojik kazılardan çıkan eserlerin Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmesiyle somutlaşmıştır.
Projenin amacı, erken Cumhuriyet’te kültür politikalarının oluşumu ve yaygınlaştırılmasının en etkili araçlarından kültürel mirası koruma, müzecilik ve arkeoloji pratiklerini birleştiren bütüncül stratejinin ülke genelinde yerel, ulusal ve küresel aktörlerin tarihi yerler ve nesnelerle kurdukları çok boyutlu, değişken ve karmaşık ilişkilerini sosyal mekânsal bir yaklaşımla ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda proje, ulusal, yerel ve uluslararası aktörlerin arkeolojik alanlar, tarihi yapılar ve nesnelerle kurdukları karmaşık ilişki ve etkileşimlerin analiz edilmesini, görselleştirilmesini ve mekânsal bağlamla ilişkilendirilmesini hedeflemektedir. Bu kapsamda erken Cumhuriyet dönemindeki arkeolojik kazılar, müzeler ve müzeye dönüştürülmüş tarihi yapılara ilişkin arşiv araştırması, alan araştırması ve literatür araştırması sonucunda elde edilecek veriler aktör-ağ ilişkileri (Gephi) ve mekânsal ilişkiler (ArcGIS Pro) açısından analiz edilecek; aktör-ağ analizleri ile mekânsal analizler birleştirilerek hem sosyal hem de mekânsal ilişkilerin bütüncül bir şekilde değerlendirilmesi mümkün olacaktır. Bu çalışmalar sonucunda, insanlar, yerler ve nesneler arasındaki etkileşimler yeni anlatılar ve hikayeler olarak metin, fotoğraf, harita ve video gibi farklı veri türleriyle görselleştirilecek ve web tabanlı programlar (ArcGIS Online ve ArcGIS StoryMaps) aracılığıyla sunulacaktır.
Müzeler, tarihi koruma ve arkeoloji pratiklerine farklı ölçeklerde odaklanan çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, bu pratikleri bütüncül bir çerçeveyle değerlendiren ve bu pratiklerin arkasındaki yerel, ulusal ve küresel aktörlerin tarihi alanlarla ve birbirleriyle kurdukları ilişkilere odaklanan çalışmalar oldukça sınırlıdır. Bu nedenle, projenin kültürel miras, müzecilik ve arkeoloji pratiklerini birlikte ele alarak; bu pratiklerin ulusal, yerel ve uluslararası aktörlerin tarihi alanlar ve nesnelerle kurdukları karmaşık ilişkiler sonucunda ülke genelinde nasıl yaygınlaştığını ve bu yaygınlaşmanın bir müze örneği üzerinden nasıl somutlaştığını sosyal-mekânsal bir yaklaşımla ortaya koymayı hedefleyerek, mevcut literatüre yeni bir bakış açısı ve yaklaşımla özgün katkı sağlaması beklenmektedir