MCF7-TamR ER+ Meme Kanseri Hücrelerinin Fenotipik Düzeyde Karakterizasyonu


Bınarcı B. (Yürütücü)

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Proje Grubu: Temel Bilimler
  • Projenin Yürütüldüğü Birim: Fen Edebiyat Fakültesi
  • Başlangıç Tarihi: Eylül 2024
  • Bitiş Tarihi: Mart 2025

Özet

Meme kanseri dünya çapında kadınlarda sıklıkla görülmektedir ve bu kanserde östrojen reseptörü pozitif (estrogen receptor-positive, ER+) meme kanseri en yaygın olan alt tiptir. Meme kanseri hastalarının %70’inde gözlemlenen ER+ alt tipinde kanserli hücrelerin büyümesi, hayatta kalımı ve farklılaşmasında ER ve ligandı östrojen (E2) ile başlatılan E2 sinyali (E2-ER) kritik rol oynamaktadır. E2-ER sinyalinin ER+ meme kanseri tipinde elzem olması bu kanserin tedavisi amacıyla önemli bir hedef olmaktadır. Tamoksifen, E2-ER sinyalini baskılayabilen ve ER+ meme kanseri hastalarında sıklıkla kullanılan bir ilaçtır. Tamoksifen 40 yılı aşkın süredir kullanılmakta olup meme kanseri hastalarının hayatta kalımını arttırma ve ölüm oranını azaltmakta oldukça başarılıdır. Başarılı ve yaygınlığı yüksek bir ilaç olmasına rağmen tamoksifenin uzun süreli kullanım sonucu ilaca direnç kazanımı görülmektedir. Bu ilacı kullanan hastaların %40-50’si tamoksifene direnç kazanıp ilaca cevap vermemekte ve bu durum hastalığın daha ağır bir şekilde nüksetmesine yol açmaktadır. Tamoksifen direnci kazanmış hastalarda kanser daha agresif şekilde ilerlemekte, metastaz gözlemlenmekte ve hayatta kalım oldukça düşmektedir. Tamoksifen direncinin ayrıntılı çalışmaları, geliştirilen farklı hücre modelleri ile devam etmektedir. Hücre modelleri üzerinden direnç sırasında değişen mekanizmalar belirlenmiş olsa da hastalarda direnç oluşumu gözlenmeye devam etmekte olup bir çözüm sunulamamıştır. Bunun da geliştirilmiş olan hücre modellerinin hastalarda gözlemlenen tamoksifen direnci ile uyumlu olmamasından kaynaklandığını düşünmekteyim. Literatürde rapor edilen tamoksifen dirençli hücre modellerinde insan fizyolojisi için gerekli olan E2 besi ortamından uzaklaştırılmaktadır. Meme kanseri hastalarında ise tamoksifen alsalar bile E2’nin vücutlarında varlığı ve fizyolojik etkileri devam etmektedir. Ayrıca, tamoksifen direnci geliştiren hücre modellerinde ER miktarının değişmesi ya da azalması da sıklıkla görülmektedir. Tamoksifen, ER’a bağlanan bir ilaçtır, bağlandığı hedefin kaybolması hastalarda oldukça az gözlemlenmektedir, ayrıca bu durum ilaca olan cevapsızlıktır, direnç kazanımı değildir. Bu sebeplerle, ODTÜ Biyolojik Bilimler bölümünde doktora çalışmalarımı sürdürdüğüm Prof. Dr. Mesut Muyan’ın laboratuvarında ER+ meme kanseri alt tipinden elde edilen MCF7 hücrelerine yaklaşık 15 ay boyunca artan dozlarda ve E2 içeren besiyerinde tamoksifen verip tamoksifene dirençli MCF7 hücre hattı geliştirdim. Şimdiye kadar yapmış olduğum çalışmalarımda, bu hücrelerin ER seviyesini ve E2-ER sinyalini hala koruduğunu gözlemledim. Hastalarda gözlemlenen tamoksifen direncini temsil ettiğini düşündüğüm bu yeni hücre modelinin detaylı karakterizasyonu ve olası direnç mekanizmalarının belirlenmesi doktora çalışmalarımın ana konusu olacaktır. Bu hücrelerle yüksek çıktılı transkriptomik ve proteomik çalışmalar yapıp ana MCF7 hücrelerinden nasıl farklılaştığı ya da bu hücrelere ne kadar benzediği yönünde araştırmalar yapmayı planlamaktayım. Yüksek çıktılı deneylere başlamadan önce, bu hücrelerin morfolojik ve fenotipik özelliklerini daha iyi tanımlayabilmek için direnç kazanan hücrelerin ana MCF7 hücrelerine göre ne kadar agresifleştiği belirlemeyi planlamaktayım. Hastalarda direnç kazanımı sonucunda hastalığın ilerleyişi oldukça hızlanmakta ve vücuda yayılımı (metastaz) gözlemlenmektedir. Geliştirmiş olduğum bu hücrelerin ne kadar agresifleştiğini belirlemek için göç ve yayılım deneyleri (migration and invasion assay), yapışmadan bağımsız büyüme (anchorage-independent growth) ile yara iyileşmesi (wound healing) deneyleri yapmak istemekteyim. Bu deneylerden elde edeceğim sonuçlar ile hastalarda gözlemlenen direnci temsil ettiğini düşündüğüm hücrelerin ne kadar tümörijenik olduğunu ve agresifleştiğini belirlemiş olacağım. Bu da geliştirmiş olduğum tamoksifen dirençli hücre modelinin detaylı karakterizasyonunu gerçekleştirdiğim doktora çalışmalarım için önemli bir adım ve gelişme olacak olup bu hücrelerle yapacağım ileri deneyleri belirleyecektir. Hedeflerime ulaşabilmem için önemli bir adım olduğunu düşündüğüm fenotipik deneyleri ise, bu projeden sağlayacağım bütçe ile gerçekleştirmeyi planlamaktayım.